İlgili Sonuçlar

• zerrin (adj.)
  ذهبي
  daha fazlası ...
• sırma
  ذهبي
  daha fazlası ...
• altın (adj.)
  ذهبي
  daha fazlası ...
• yaldız
  طَلاَء ذهبي
  daha fazlası ...
• altın çağ
  عَصْر ذهبي
  daha fazlası ...
• altın sarısı
  اصْفر ذهبي
  daha fazlası ...
• kırmızı balık
  سَمَكٌ ذهبي
  daha fazlası ...
• sırma saçlı
  ذهبي الشَّعْر
  daha fazlası ...
• ant (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• sözcük (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• yüküm (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• antlaşma (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• vasiyetname (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• kelime (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• ahdetmek
  عَهْد
  daha fazlası ...
• üstlenmek (v.)
  عهد
  daha fazlası ...
• pudralık (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• kez (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• adamak
  عَهْد
  daha fazlası ...
• devre
  عَهْد
  daha fazlası ...
• gün
  عَهْدٌ
  daha fazlası ...
• pakt (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• defa (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• vakit (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• yapma (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• zaman (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• teminat (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• söz (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• güvence (n.)
  عهد
  daha fazlası ...
• sözleşme (n.)
  عهد
  daha fazlası ...

örneklerde

• Psişik araştırmaların altın çağı olabilir.
  قد يكون هذا هو العهد الذهبي الجديد ....للرقيب الخارق
• Ölüm döşeğinde onun adını sayıkladığı söylenir.
  " أطلق على عهدها بالعصر الذهبي "
• Onun saltanatına "Altın Çağ" denildi.
  "وأطلق على عهدها إسم "العصر الذهبي
• Ortadan kaybolmak isteseydim, bunu uzun zaman önce yapardım.
  إذا أرادَ إختِفائي ذَهبَ منذ عهد بعيد